MİSAFİRLİK HALİ (DUYGULAR-2)

Kapınız sürekli çalınacak, siz evde yokmuş gibi davransanız da hatta kendiniz bile buna inansanız da orada olduğunuzu bilen (duygu) ısrarla o kapıyı çalacak, içeriye alıp hakkıyla misafir edene kadar da gitmeyecek.(Sessizliğine, kılık değiştirmesine, ‘sözde’ gitmelerine sakın aldanmayın)

O yüzden siz iyisi mi ilk başta gidin (en azından) iki tane oturacak yer bulun, biri sizin için ötekisi ise tam da şu an hissettiğiniz en yoğun duygu için olsun.

 Açın kapıyı, alın içeri, bir misafir edin bakalım,

Memnun olmasınız da, istemeseniz de “hoş geldin” deyin.

Yer gösterin ve bakışlarından kaçamayacağınız bir açıya, gerektiğinde dokunabileceğiniz bir mesafeye yerleştirdiğiniz sandalyeye, koltuğa, salıncağa ... Artık size hangisi daha uygun geliyorsa orayı oturması için gösterin.

“Nasılsın” deyin, halini hatırını sorun, hala konuya girmeye hazır değilseniz “Daha daha nasılsınız” deyin, bakın kültürümüz size ne imkanlar sunuyor tadını çıkarın.

Bir çay, bir kahve söyleyin. Misal ben çaycıyımdır, tomurcuğu da koydum mu, elime de aldım mı bardağı, üstünden uçup giderken dumanı konuşmaya hazırımdır, siz de en hazır halinize bürünün. Ama öyle bir bardakla bu iş bitmeyecek, bunu da bilin. Demlikleri, cezveleri tamam edin.

Ve sonra başlayın.

Ziyaretini neye borçlu olduğunuzu sorun, ne olup da şimdi geldiğini, Ayşe ile Ahmet ile değil de, Zehra ile Mehmet ile iken ortaya çıkışını sorun, yazın değil de niye güzün kapınızı çaldığını da ekleyin, muhakkak ki tek başına gelmemiştir yol boyunca kendisine kimlerin, nasıl eşlik ettiğini de sorun. Malum yol arkadaşlığı çok şey söyler.

Ama samimiyetle yöneltin bu soruyu çünkü öylesine sorulmuş sorulara böylesine yanıtlar alacağınızı ve onların asla gerçek bir yanıt olmayacağını unutmayın. Ve tabii ki soru işaretlerinin ardından kurulacak cümlelerde sıranın size geleceğini de.

Bu bir sohbet ve orada oturanın sizden de duymak istedikleri var elbet…

“Biz seninle ilk defa karşılaşmadık. Beni başka nerede görmüştün?” diyecek. Belki 40 gün, belki 40 yıl öncesine gideceksiniz… “Hatırla lütfen” diyecek ki çoğu zaman “lütfen”i kullanmayacak, kabalığından ya da canınızı yakmak istemesinden değil, gerek görmemesinden, bunca geçenin ardından bir sözcüklük daha zaman kaybetmek istememesinden… Ama o hatırlamanız gerekenler asla “tek” bir an olmayacak.

 

12.6.22

4.45.15

 

 

Düzeltme 13.6.22

23:26:12

 

© Tüm Hakları Saklıdır. Uzman Doktor Lara UTKU İNCE
Free Joomla! templates by AgeThemes