GÜNAHSIZ KEÇİ (DUYGULAR-1)

Ne zamandır duygulardan bahsetmek istiyordum, önce genel bir duygu girişi yaparım sonra her birini teker teker ele alırım diyordum, ama işte hayat bazen bizim yaptığımız sıralamaları değiştiriveriyor. Hem de öyle damdan düşercesine bunu yapıyor ki siz bir anda görmezden geldiğiniz tüm damdan düşmelerinizin de toparlanıp geldiğini… Yanı başınızda olduğunu fark ediyorsunuz.

nasıl da gizlemişim

meğer ne çok şey taşımışım

ne kalabalıkmışım diye sakladıklarınız(l)a şaşarken buluyorsunuz kendinizi. Tabii öyle tek başınıza şaşamıyorsunuz. Zaten o aralar tek başınıza kalamıyorsunuz, kalmak istemiyorsunuz. Yanıt için yanlış adreslerin peşine düşüyorsunuz.

Misal başka damdan düşenler aramaya koyuluyorsunuz hani belki olanı biteni daha iyi anlarsınız diye… ama bir bakıyorsunuz ki mesele ne o dam ne de (başka bir) düşen…

Mesele sizsiniz ve tam da o anda bütün önce(ki)lerle birlikte düşme(leri)niz

Peki düşünce ne mi yapıyorsunuz?

Bazen canınızı acıttığı için yeri tekmeliyorsunuz, dizinizin altında kalıp orayı parçalayan taşı fırlatıyorsunuz, olmadık birinin camını kırıyorsunuz… Üstelik daha o sabah özene bezene taktırdığı camını…

Bazen de köşeye çekilip bacaklarınızı toplayıp bütün kırılmışlığınızla usul usul ağlıyorsunuz, üstünüze çöken ağırlıkla artık tek kelime edecek tek bir adım atacak gücünüzün kalmadığına inanıyorsunuz.

Sonra ne mi oluyor?

Kazımaya başlıyorsunuz…

Azıcık bile kazıyınca

damın da

taşın da

damdakinin de günahın çoğuna sahip olmadığını fark ediyorsunuz.

Halbuki  o keçiyi bulmak insanı ne çok rahatlatıyor değil mi, lütfen şimdi günahsız yavrucağı bırakın gitsin, otlayan 4 kuzunun başında bekçilik etsin, onlara uçurumdan atlamamayı, hangi otun yenileceğini, hangisinden uzak durulacağını göstersin yani keçimiz sadece keçiliğinin gerektirdiklerini yapsın, o bile yeterince zor… Bir de sizin günahlarınızı sırtlanmasın.

© Tüm Hakları Saklıdır. Uzman Doktor Lara UTKU İNCE
Free Joomla! templates by AgeThemes